Milli
Mücadele, 1919-1923Daha çok bilgi için: Kurtuluş SavaşıÖrgütlenme9. Ordu Müfettişi Mustafa Kemal Paşa, 17 Nisan 1919
2 Şubat 1919 tarihinde Mersinli Cemal Paşa Doğudaki Osmanlı
ordularını mütareke koşullarına göre düzenlemek için müfettiş olarak
Anadolu'ya gönderilmişti. İngiliz Yüksek Komiseri
Amiral Calthorpe ve Fransız Yüksek
Komiseri Amiral Amet, 1919 yılı Kasım ayında Osmanlı hükümetine nota
verdiler. Doğuda Türklerin silahlanıp Hristiyanları öldürdüğünü buna
karşı önlem alınmasını talep ettiler. Mustafa Kemal Paşa, Padişah
VI.Mehmet (Vahdettin) tarafından işgal
kuvvetlerinin Yüksek Komiserlerinin verdiği notalar gereğince olağanüstü
yetkilerle donatılarak
Vilayet-i Sitte (Altı Vilayet)'deki
Hristiyan ahaliyi korumak için görevlendirildi. 19 Mayıs 1919'da
Refet
Bey (Bele),
Kâzım Bey (Dirik),
'Ayıcı' Mehmet Arif Bey,
Hüsrev Bey (Gerede)lerle beraber
Samsun'a çıktı.
Mondros Mütarekesi'nden
sonra
Anadolu'da
milisler (
Kuvayı Milliye) şeklinde
örgütlenen direniş hareketleri başlamıştı. 22 Haziran 1919'da
Rauf Bey (Orbay),
Kâzım Karabekir Paşa,
Refet Bey (Bele) ve
Ali Fuat Paşa (Cebesoy) ile birlikte
Amasya'da yayımladığı genelgeyle "Milletin
istiklâlini yine milletin azim ve kararının kurtaracağını" ilan etti.
Kâzım Karabekir Paşa tarafından
Erzurum'da toplanan Doğu İlleri
Müdafaa-i Hukuk Kongresine (
Erzurum Kongresi) katıldı.
[16] Kongre üyelerinin ısrarıyla Osmanlı ordusundan istifa etti ve Kongre
başkanlığına seçildi. 4 - 11 Eylül 1919 tarihleri arasında
Sivas Kongresi'ni toplayarak ulusal direnişi yönetecek
olan siyasi yapılaşmayı kurdu. 27 Aralık 1919'da
Ankara'da
heyecanla karşılandı. Osmanlı
Meclis-i Mebusan'ın Mart 1920'de işgal güçlerince basılması
ve önde gelen vatanperverane mebusların tutuklanması üzerine 23 Nisan
1920'de Ankara'da
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin
açılmasını sağladı.
Erzurum mebusu sıfatıyla Meclis
ve Hükûmet Başkanlığına seçildi. TBMM bir kurucu meclis gibi çalışarak
Milli Mücadele'yi yürütecek olan Anadolu hükûmetinin altyapısını kurdu.
Hâkimiyetin
sağlanması24 Mart 1923 tarihli
Time dergisinin kapağı
Merkezi denetimden uzak bulunan
Kuva-yı Milliye örgütleri dağıtılarak
düzenli bir ordu oluşturuldu. Milli Mücadele'nin en kanlı çatışmaları,
düzenli orduya katılmayı kabul etmeyen
Kuva-yı Milliye gruplarına karşı
verildi. (Bak.
Çerkez Ethem Bey).
Ulusal direnişin yayılması ve
Sevr Antlaşması'nın direnişle karşılaşması
üzerine İtilaf Devletleri, Yunan ordusunu
Anadolu'nun
içlerine sürdü.
[kaynak belirtilmeli] Yunan ordusu
İsmet Bey kumandasındaki düzenli birliklerce I.
İnönü (6-10 Ocak 1921) ve II. İnönü (23 Mart-1 Nisan 1921)
Muharebelerinde geri çevrildi. Ancak Yunanlılarının Karahisar
istikametinden büyük hücumunun yapılacağını tahmin edemeyerek
Kütahya-Eskişehir (10-24
Temmuz) Muharebelerinde 4. Fırka Kumandanı Yarbay
Mehmet Nâzım Bey'in
şehit düşmesi gibi ağır şekilde mağlubiyete uğradı ve Sakarya nehrinin
doğusuna çekilmek zorunda kaldı.
Kütahya-Eskişehir Muharebeleri sonrasında Büyük Millet Meclisi içinde iktidara yani Mustafa Kemal
Paşa'ya karşı tepkiler artmaya başladı. Bu muhalefeti yöneltenler
ordunun başına geçmesi için
Mustafa Kemal Paşa'ya baskı yapmaya başladılar.
Gerçek niyetleri ise O'nu Ankara'dan uzaklaştırmak ve
Enver Paşa'nın iktidarını sağlamaktı.Mustafa
Kemal Paşa, 4 Ağustos1921 günü
Büyük Millet Meclisi'nde yaptığı konuşmayla
başkumandan olmayı kabul ettiğini ancak başkumandanlığının faydalı
olabilmesi için Meclis'in ordu ile ilgili yetkilerini üç ay süreyle
kendisinde toplayacak bir kanun çıkartılması gerektiğini
açıkladı.Paşa'nın başkumandanlığını isteyenlerin bu şekilde hayalleri
suya düşürülmüş oldu.
5
Ağustos 1921 günü oybirliği ile çıkartılan yasa ile Mustafa Kemal
Paşa, TBMM Orduları Başkumandanlığı'na getirildi.
[17]Mustafa Kemal Paşa,Başkumandanlığa geçmesinin hemen ardından
yayınladığı
Tekalif-i Milliye
Emirleri ile halkı ordunun donatılması için seferberliğe çağırdı.12
Ağustos'ta
Polatlı'da teftiş yaparken attan
düştü ve kaburga kemiği kırıldı. 23 Ağustos-13 Eylül 1921 tarihlerinde
yapılan
Sakarya Meydan Muharebesi'nde
Yunan Ordusu'nun hücum gücü tükendi. Bu zaferden sonra 19 Eylül 1921'de
Büyük Millet Meclisi Başkumandan Mustafa Kemal Paşa'ya
Müşir rütbesi ve
Gazi unvanı verdi.
Sakarya Zaferi'nden bir yıl sonra, 26
Ağustos 1922 sabaha karşı saat 5:30'da
Afyon'un
güneyinden başlayan topçu ateşiyle Büyük Millet Meclisi Orduları,
Yunan kuvvetlerine karşı
Büyük Taarruz'u başlattı. Yunan
Cephesi bu taarruz ile yarıldı ve Dumlupınar Ovası'na atılan düşman
kuvvetleri 30 Ağustos 1922 günü
Dumlupınar
Meydan Muharebesi sonucunda imha edildi. Bu muharebede Başkumandan
Gazi Mustafa Kemal Paşa ordunun başında bizzat savaşa katıldığı için
Dumlupınar
Meydan Muharebesi, Başkumandanlık Meydan Savaşı olarak da
anılmaktadır. 9 Eylül 1922'de
İzmir'in
kurtuluşu ve Yunan Ordusu'nun imha edilmesiyle
"Büyük Zafer" kazanılmış oldu.
İzmir'de Yunanlıları bozguna uğrattıktan sonra İzmir'e girerken Yunan
komutanının Türk bayrağını çiğnemesine ithafen basması için önüne
serilen Yunan bayrağını yerden alması bilinen bir olaydır.