Diyaspora [değiştir]Ana madde: Yahudi
diyasporasıYehuda Yahudilerinin çoğu köle edilerek satılırken diğerleri ise Roma
İmparatorluğu'nun diğer bölgelerinde vatandaş olmuştur.
Yeni
Ahit'teki
Elçilerin
İşleri kitabı ve
Pavlus tarafından kaleme alınan diğer metinlerde,
Roma dünyasının çeşitli şehirlerinde yaşayan Helenleşmiş büyük Yahudi
gruplarından sıklıkla bahsedilir. Bu Helenleşmiş Yahudiler diyasporada
yaşamaktan sadece ruhani anlamda etkilenmişler, Yahudi itikadinin köşe
taşı haline gelen kayıp ve yurtsuzluk duygusunu özümsemişler, dünyanın
çeşitli bölgelerinde maruz kaldıkları baskılar da bu duyguları
pekiştirmiştir. Yahudilik dinini Helen uygarlığının dört bir yanına
yayan Yahudiliğe geçiş politikasının ise, Romalılara karşı verilen
savaşlar ve Tapınak sonrası dönemde Yahudi değerlerinin yeniden inşası
ile sona erdiği görülmektedir.
Yahudi geleneğinin tapınak temelli dinden uzaklaşarak Diyaspora'nın
gelenekleri temelinde yeniden şekillendirilmesinde,
Mişna ve
Talmud'da
bulunan
Tora tefsirlerinin geliştirilmesi de önemli bir
rol oynamıştır.
Geç Roma
dönemi [değiştir]Daha çok bilgi için: İsrail Diyarı'ndaki Yahudilerin tarihiBar Kohba ayaklanmasının başarısızlıkla sonuçlanmasına rağmen, önemli
sayıda Yahudi İsrail diyarında hayatını sürdürmüştür. Burada kalan
Yahudiler, İsrail Diyarı'nı birbiri ardına işgal eden güçlere karşı
çeşitli deneyimler ve silahlı çatışmalar yaşamışlardır. Yahudiliğin en
ünlü ve önemli metinlerinden bazıları bu dönemde İsrail şehirlerinde
kaleme alınmıştır.
Kudüs Talmudu,
Mişna'nın tamamlanması ve
nikkud sistemi
bunlara verilebilecek örneklerden birkaçıdır.
Bu dönemde, Yahudi sözlü yasasını düzenleyen ve tartışan hahamlar
tannaim ve
amoraim halen faaliyetlerini sürdürüyordu.
Tannaim'in
aldığı kararlar, Mişna,
Berayta,
Tosefta ve çeşitli
Midraş derlemelerinde bulunmaktadır. Mişna, M.S.
200'ün hemen başlarında, muhtemelen Judah haNasi tarafından
tamamlanmıştır.
Amoraim tarafından Mişna üzerine yapılan yorumlar
ise, muhtemelen
Tiberya'da, M.S. 400 civarında Kudüs Talmudu'nda
derlenmiştir.
Milattan sonra 351 yılında,
Suffurriye'deki
Yahudi halk,
Patricius önderliğinde,
Konstantius
Gallus yönetimine karşı ayaklandı. Ayaklanma, sonunda
Ursinius tarafından bastırılmıştır. Geneleğe göre, M.S. 359 yılında,
II. Hillel güneş yılını temel alan
İbrani
takvimini oluşturmuştur. O zamana kadar,
İsrail Diyarı dışında yaşayan tüm Yahudi topluluğu,
Sanhedrin tarafından tasdik edilen takvimi kullanıyordu; Bu,
Yahudi bayramlarının belirlenmesi
için gerekliydi. Öte yandan, bu takvimi kullananların ve kararları
uzaktaki topluluklara ulaştıran ulakların hayatı tehlikedeydi. Dini
baskıların süremesi, Hillel'in her zaman için kullanılabilecek, resmi
bir takvim sağlama kararlılığını da artırmıştı.
Son pagan Roma İmparatoru
II. Julianus Yahudilerin "senelerce yeniden imarını özlemle beklediğiniz kutsal
Kudüs'e" dönmesine ve Tapınak'ı yeniden inşa etmesine izin verdi. Ne var
ki, Julianus 26 Haziran 363 tarihinde
Sasani İmparatorluğu'na karşı yürüttüğü
başarısızlıkla sonuçlanan seferde öldürülmüş ve Tapınak yeniden inşa
edilememiştir.